Masum İnsanlar Ölmesin

Masum İnsanlar Ölmesin

Berna AK

Nasıl bir dünyadır ki el kadar bebeklerin öldürüldüğü, milyonlarca insanların acı çeke çeke
hayatlarının elinden alındığı ACIMASIZ BİR DÜNYA’nın olmasına sebep olan gerek siyasi
gerekse de demokrasinin etken olmak üzere sayamayacağımız birden fazla kâbus gibi
yaşanan ama bir o kadar da gerçek olaylar. Kiminin ailesini kaybettiği, kiminin de çocukları
için korkusuzca ölüme koşarak gittiğine şahit oluyoruz. Ne acıdır ki bunlara zaman
geçtikçe alışıyor gibiyiz ve duyduğumuzda şaşırmıyoruz. Mitingler düzenleniyor,
yürüyüşler yapılıyor, gerekli bilgilendirmeler için konferanslar oluşturuluyor fakat bir
şekilde önüne geçilemiyor. Açlıkla, anne babasızlıkla ya da evlatları ile sınanan maalesef
çok fazla insan var.
Gazze’de insanlar yakılarak katlediliyor. Korkarak yaşıyorlar. Buna yaşamak diyebilirsek.
Savaş halinde olmanın derin hüznünü yaşamakla beraber elden ne gelirse gelsin yardım
eli uzatmamız gerekiyor. Genele baktığımız da can almanın basitleştiği, anlık olarak
herkesin birbirini öldürdüğü ya da canına kastettiği, bazı duyguların anlamlarının yok
olduğunu fark etmemek çok mümkün değil. Yaşanılabilir bir hayat istemek insan olarak
en doğal hakkımız. Ceza sistemlerinin iyi halden iyileştirme yapılarak cezaların gerektiği
şekilde uygulanmaması, bu durumun doğru olup olmadığını tartışılır bir hale getiriyor. Bu
kadar fazla canların gittiği bu dünyada iyi halden iyileştirme yapılmamalı belki de. Kadın
cinayetlerinin sayısız olduğu ve önüne asla geçilememesi de bu sebeplerin arasında
olması, olası bir durum olarak tarihe geçmektedir.
Ne istiyoruz biz birbirimizden? Kinimiz, nefretimiz neden bu kadar fazla? Bir KADIN olarak
bu dünyayı yaşanılabilir bir hale getirmek istiyorum. Kimsenin birbirine zarar vermek
istemediği bir hayat dilemek istiyorum ve kadın haklarının korunduğu, kadınların ve
çocukların ölmediği, bir çiçek gibi açtığı fakat hiç solmadığını görmek, dallarının uzun
uzuna birbirine sardığını görmek güven hissini daha da üst seviyeye elbet taşıyacaktır. Bu
durumda birbirimizi aşağı çekmek yerine, öldürmek yerine, yaşanılabilir bir alan bırakmak
çok daha iyi bir yol olacaktır. Savaşların var olduğu ve ne kadar görmek istemesek de
çocukların daha oyuncakları ile oynayacağı yaşta bombaların sesleri ile güne
uyanmalarına vicdanların kaldıramadığı bir yük olarak görülmesi gerekiyor. Kararlı bir
şekilde bu durumun artık değişmesi gerektiğini söylüyor ve herkesin bu konuda destek
vermesini talep ediyorum. Hayat bizim hayatımızsa ne gerekiyorsa yapmakta bizim
hayrımızı olacak ve bu durumun da elbet bir gün değişeceğini umut ediyorum.
Çocukların bombalardan ya da korkudan anne babasının yanına koşarak gitmesini değil,
birbirleri ile oynadığı, sokakların çocuk kahkahaları ile dolduğu fakat asla evlatlarını
kaybeden anne babaların haykırışlarını duymadığımız, kadınların kendi haklarını rahatça
kullanarak yaşadığı ve bir yerden diğer bir yere giderken saat fark etmeksizin korkusuzca
evlerinden çıkabildiği, birbirimizden korkmadığımız ve barış dolu bir hayata
uyanabildiğimizi görmek umuduyla.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir