
Özgürlüğü kaybolan manipülasyon kurbanları mıyız?
Köşe: Zehra Gülsün Özdemir
Merhaba sevgili okurlar,
Bu köşede sizlerle popüler kültürü, toplum psikolojisini ve gündelik hayatımıza çoğu konuda yön veren manipülasyonla birlikte sürü halinde hareketler sergiliyor olmamızı sorgulayacağız. İlk yazımda, hepimizin bir şekilde maruz kaldığı popüler kültürün üzerimizdeki etkisini ele almak istedim.
Popüler kültürün, bireysel zevk ve tercihlerimizden çok toplumun psikolojisi ve hareketleriyle şekillenen bir manipülasyon türü olduğunu düşünüyorum. İnsan psikolojisi gereği, kalabalığın tercih ettiği her şeyin ‘doğru’ veya ‘değerli’ olduğuna inanırız. İster istemez bu tercihlerin seçilmesine manipülasyon eşlik eder ve biz, bu tercihlerin bizim için doğru ve değerli olmadığını fark edip dur diyemeyiz. Zaman zaman “Ben gerçekten kendi tercihimle mi bunları seviyorum, yoksa popüler kültürün kurbanı mıyım?” sorgulamalarına çekiliriz. Çoğumuz kalabalık neredeyse kendimizi orada buluruz; bizde orda olmak isteriz, bizde denemek isteriz; aksi halde kendimizi dışarıda hissederken ait hissedememe duygusuyla başa çıkamayız. Aslında olan, ait hissedemiyor oluşumuzun sebebini bulamıyor oluşumuzdur; sebebiyse manipülasyona uğramamış saf fikirlerimizi tercihlerimizi kullanamıyor oluşumuzdur, özgürlüğümüzün üstüne çamur atılmış olmasıdır. Popüler kültür ve sürü psikolojisinin başlıca sebebi sosyal medya platformları olarak kabul ediliyor olsa da tamamen sosyal medyaya suç atma taraftarı değilim sürü psikolojisinin asırlardır var olduğunu düşünüyorum. Sosyal medyanın gücü gerçekten çok büyük olsa da, bu tür toplumsal manipülasyonların aslında çok daha eskiye dayandığını belirtmek isterim. Sürü psikolojisi, sadece modern çağda değil, tarih boyunca insan davranışlarını şekillendiren bir manipülasyondur.
Bu döngüden nasıl çıkılır? Manipülasyon nasıl fark edilir? Öncelikle kendimize basit sorgulamalar yapıp bunlara dürüstçe cevaplar verebilirsek, bu karmaşıklığın içinde kaybolmadan özgürlüğümüzü geri kazanabiliriz.
Popüler olan her zaman iyi ya da değerli olmak zorunda değil. Değerli olan kendimize ait özgürce seçimler yapabilmek ve sürüye kapılmadan bireysel zevklerimize sahip çıkarak ait olma hissini tatmaktır.
Zehra Gülsün Özdemir
