Psikolojik Şiddetin ‘ŞİDDET’ Olarak Algılanmasındaki Zorluklar

Psikolojik Şiddetin ‘ŞİDDET’ Olarak Algılanmasındaki Zorluklar

Berna AK

Şiddet dediğimizde, birinin sadece fiziksel bir mağduriyete uğradığı düşünülüyor. Hâlbuki
şiddetin birçok türü var. En çok unutulan ya da görmezden gelinen şiddet, psikolojik
şiddettir. Belki de bunun nedeni görünen herhangi bir yerinde bir darbe olmaması olabilir.
Bunun bu şekilde algılanması çok üzücü bir durum. Hemen hemen hayatımızın her
noktasında maalesef ki psikolojik şiddete uğramaktayız. Gerek işyerinde, gerek aile
topluluğunda gerekse de arkadaşlarımız arasında. Hayatımızın her noktasında bu şiddet,
yer edinmiş bir şekilde devam ediyor. Toplumumuzun bir kesimi bu durumu bilinçsiz
yapsa da birçoğu bilerek ve isteyerek yapıyor. İş yerlerinde sebepsiz mobbingler, küçük
düşürücü konuşmalar ya da pasif görmeler… Bunlara hepimiz bir yerde yakından şahit
olmuşuzdur. Sırf bu sebepten dolayı işini severek yapan birçok insan, psikolojik şiddete
uğradığı için belki işini bırakıyor belki de çalıştığı sektörü değiştiriyor. Sadece çalışma
ortamında değil her ortamda bu durum mevcut. Evliliğin, doğru, kendine huzur
verebilecek ve birçok yerde yükselmeni sağlayabilecek insanlarla olabileceğini unutmuş
bir toplum var sanki. Evliliği o kadar çok tabu haline getiriyorlar ki belli bir yaşa gelmiş
insanların evlenmek zorundaymış gibi davranılması ya da hissedilir bir şekilde belli
edilmesi çok can sıkıcı bir hale geliyor. Toplumumuz gençleri, iş bulmakta sıklıkla zorluk
çekmekte olup bulsa da devamını getirmekte bir hayli zorlanıyorlar. Çevremiz olanı ve
yapabildiğini değil de, olmayanı ve herhangi bir şekilde başarmakta zorluk çektiğin
konularla ilgilenmeyi daha çok seviyor belki de, tartışılır. Memnun olan tabi ki vardır fakat
genel olarak bu durum bu şekilde ilerleyebilir. Aslında farkında olmadan herkes bir yerde
zorlu bir hayat yaşıyor, bunun üstüne basa basa gitmekte psikolojik istismara maruz
kalmaya sebep oluyor. Ne kadar farkına varılmasa da duygularımızla hayata tutuyoruz.
Duygusal şiddet çöküntüye uğrayıp düşmemize sebep olan en büyük etkenlerden biri
olabilir. Asıl bu nedenlerden dolayı bu konunun altını çize çize anlatılması ve anlaşılması
gerekiyor. Çünkü yetişkinler bunların yanlış olduğunu idrak edebiliyor fakat çocuklar anne
ve babalarını ya da çevresindeki insanları rol model olarak gördükleri için ne yazık ki ne
görüyorlarsa onları yapıyorlar. Ne kadar istenmese de yanlışa sebep olan ve bu yanlışlarla
büyüyen bireyler yetişiyor. Şiddetin her türlüsüne karşı çıkmamız toplum için ve kendi
hayatımız için en büyük sorumluluklarımızdan bir tanesidir. Hedeflerimizle büyüyor ve
gelişiyoruz. Hedeflerimize doğru ilerlediğimiz bu yolda çevremizden birçok ses duyuyoruz.
‘Yapamazsın, senin işin değil, beceremezsin, o işte çalışamazsın, çocuğuna bakamazsın,
tek başına gidemezsin… O kadar çok ki daha bir sürü sayılabilecek duygusal şiddet
örnekleri vardır. Birbirimizi anlamamız bu kadar zor değilken bu kadar zorlaştırmak
birbirimize yaptığımız en büyük kötülüktür. Farkındalık kazanmamız ve bu durumların
geçmesi temel hedeflerimiz arasında olmalı ki hedeflerimize ilerlemekte kolaylık
yaşayalım ve en önemlisi de birbirimizin yollarına taş koymayalım koymaktan da
çekinelim.
Şiddetin her türlüsü kötü olmasıyla birlikte psikolojik şiddetin zehirli bir gücü olduğunu
bilmeliyiz. Bu sebeple hayatımız boyunca kendimize ve çevremize zehirli salkımlar
bırakmamak için neyi nasıl yaptığımıza dikkat etmeliyiz. Yormadan ve yorulmadan
çevremize iyi dilekler sunarak doğru bir yolda ilerleyebilmeyi öğrendiğimiz bir hayatımız
olsun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir